100 yılı aşkın bir müddettir devam eden Türk Alman ticari bağlarının güçlendirilmesi ve yeni işbirliği fırsatlarının yaratılması emeliyle Almanya Federal Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçiliği ve Ege İhracatçı Birlikleri iştirakinde Besin Bahisli Alman-Türk İktisat Günü aktifliği düzenlendi.
Etkinliğin akabinde Türk ve Alman firmaların iştirakleri ile ikili iş görüşmeleri gerçekleştirildi.
AB’nin en büyük alıcısı Almanya, Türkiye ile organik eserlerde ticareti geliştirmeye ilgi duyuyor
Avrupa’da Türk besinlerine büyük talep olduğunu dikkat çeken Almanya Federal Cumhuriyeti İzmir Başkonsolosu Ralf Schröer, “Türkiye tarım üretiminde güçlü bir Pazar. Bilhassa, meyve ve sebzede. 2024 yılında sebzede yüzde 5.6, meyvede yüzde 3.4 büyüme bekleniyor. Organik eserler AB pazarı için çok değerli. Türkiye ile ihracatımızda un, fındık, ayçiçek yağı öne çıkıyor. Lakin Ege Bölgesinde üretilen besin eserlerine yönelmek istiyoruz. AB’nin en büyük alıcısı Almanya, Türkiye ile organik eserlerde ticareti geliştirmeye ilgi duyuyor. Yalnızca besin üretimi değil, besin sürece, lojistik alanlarında da tedarik zincirinin tüm evrelerinde işbirliğimizi geliştirmek istiyoruz. Türk besin pazarı yeni fırsatlar yaratıyor. Glütensiz besinler ve şekersiz eserlere Almanya’dan büyük talep var. Türkiye glütensiz besinler ve şekersiz eserlerde değerli bir pazar. Almanya’da yeni bir uygulama başlatıldı. 250 metrekareden büyük olan işletmelere menülerinde glutensiz besin sunma zaruriliği getirildi. Bu Türkiye için bir fırsat olabilir.” dedi.
Türkiye ile Almanya ortasındaki dış ticaret hacmi 50 milyar dolar seviyesinde
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Birliğimiz 12 farklı dal ve 7 bin 500‘ün üzerinde üyemizle 215 ülke ve bölgeye ihracat gerçekleştiren dinamik ve her geçen gün gelişen büyüyen bir birliktir. Türkiye, 2023 yılında yüzde 2,8 artışla 35 milyar dolarlık tarım eserleri ihraç ederken, Ege İhracatçı Birlikleri yüzde 8,8 artışla 7,3 milyar dolarlık ihracatla Türkiye’nin tarım eserleri ihracatının yüzde 20’sini tek başına gerçekleştirerek Türkiye şampiyonu oldu. Dünyanın tarım ambarı Ege Bölgesi olarak 2023 yılında da liderliğimizi koruduk. 2024 yılında da bu olumlu eğilim devam ediyor. Önümüzdeki süreçte yüksek teknoloji yatırımlar ve sürdürülebilirlik vizyonuyla Türkiye’de 10 milyar dolarlık tarım ihracatına ulaşacağımızı öngörüyoruz. Türkiye, 2023 yılında 255 milyar 800 milyon dolarlık ihracata imza atarken, Avrupa’nın ekonomik motoru Almanya’ya 21 milyar 79 milyon dolarlık ihracat yaptık.” dedi.
Başkan Eskinazi, “Türkiye, 2023 yılında Almanya’dan 28,6 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdi. Türkiye ile Almanya ortasındaki dış ticaret hacmi 50 milyar dolar düzeyinde. Almanya’da besin kalemlerinde ülkenin kendine yetme oranlarına baktığımızda; Almanya’da muhtaçlık duyulan meyvenin yalnızca %13’ü, balık/deniz eserlerinin %27’si, bitkisel yağların %28’i, sebzelerin %38’i Almanya’da üretilirken, şekerin %153’ü, patatesin %148’i, peynirin %126’sı Almanya’da üretiliyor. Almanya’ya yıllık 2 milyar dolarlık besin ihracatımız var. Bu sayının gerçek potansiyelimizi yansıttığını düşünmüyorum. İki ülke ortasındaki potansiyelin daha fazla olduğunu biliyor ve adımlarımızı bu çerçevede atıyoruz. Almanya’nın Nürnberg kentinde düzenlenen BioFach Fuarı’na çeyrek asırdır Türkiye Ulusal İştirak Tertibi gerçekleştiriyoruz.” Diye konuştu.
Jak Eskinazi, “Almanya’ya 2023 yılında besin ihracatımızda yaş meyve zerzevat bölümünde yüzde 43,2’lik, zeytin ve zeytinyağı bölümünde yüzde 24’lük, hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamullerinde yüzde 21’lik, su eserleri ve hayvancılık mamullerinde yüzde 17’lik, kuru meyve ve mamullerinde yüzde 9’luk, meyve zerzevat mamullerinde yüzde 8’lik, fındık ve mamulleri yüzde 2’lik artış sağladık. 2024’ün birinci dört ayında ise Türkiye’nin Almanya ile ticaretinde gerileme yaşandı. Almanya’ya yüzde 5 azalışla 6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Besin ihracatımız yüzde 10 artışla 748 milyon dolar oldu. Bilhassa İzmir sektörel çeşitliliğin ve zenginliğin dorukta olduğu bir kent. Kuru meyve, mamul, zeytin-zeytinyağı, su eserleri, baharat, tütün, odundışı orman eserlerinde, organik üretimde dünyada güçlü bir oyuncuyuz.” dedi.
İzmir’de kurulan Ulusal Tohum Gen Bankası dünyadaki birinci gen bankalarından biri
Başkan Eskinazi, “Türkiye’nin en değerli tohum bankası Ulusal Tohum Gen Bankası Ege Ziraî Araştırma Enstitüsü bünyesinde 1964 yılında tarım kenti ve ihracat kenti İzmir’de kurulmuştur. Bu gen bankası dünyadaki birinci gen bankalarından biri olma niteliğini de taşıyor. Ulusal Tohum Gen Bankasında 3 bin 339 çeşide ilişkin 55 binden fazla tohum örneği günümüz ve gelecekteki bitkisel araştırmaların kullanımına hazır bir halde kaybolmadan saklanmaktadır. Tarımda başkan bir bölge olan İzmir’e her geçen sene Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na hizmet eden yeni yatırımlar yapılıyor. Paydaşı olduğumuz Avrupa ve Türkiye’nin en büyük çağdaş sera ve ziraî sanayi kümelenmesi Dikili Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi, birebir vakitte Bayındır’da kurulan Tarıma Dayalı İhtisas Çiçekçilik Organize Sanayi Bölgesi değerli bir potansiyeli ortaya çıkaracak.” Diye konuştu.
Avrupa Birliği’nin en çok ithalat yaptığı ülkeler ortasında 7’inci sıradayız
Eskinazi, “Bergama’da kurulan Tarıma Dayalı İhtisas Süt Organize Sanayi Bölgesi, tohum fide tıbbi aromatik bitkilerle ilgili Kınık’ta kurulan Bitkisel Üretim Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi bütün dünyada besinle ilgili telaşların arttığı bu devirde, ülkemiz için büyük bir avantajımız. Türkiye’nin organik eser ihracatının yüzde 75’i Ege Bölgesi’nden gerçekleştiriliyor. Yıllık 3 milyon tona yakın organik eser ithal eden Avrupa Birliği’nin en çok ithalat yaptığı ülkeler ortasında 7’inci sıradayız, amacımız bu listede birinci üçe girmek. Türk organik bölümü Avrupa Yeşil Mutabakatı maksatlarına ahenk sağlamış bir kesim. Türkiye’nin organik kesiminde yaklaşık 35 yıllık bir tecrübesi var. Bu yüzden Türk organik ihracatçıları olarak, Avrupa’nın bir numaralı tedarikçisi olmaya talibiz.” dedi.
Biz organik tarıma Alman disipliniyle başladık
Ege İhracatçı Birlikleri Organik Eserler ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Lideri Mehmet Ali Işık, “Organik tarım ihracatımızı her geçen gün artırıyoruz. En değerli husus besin güvenliğinin sağlandığı ticaret zincirinin oluşturulmasıdır. Biz organik tarıma Alman disipliniyle başladık. Alman denetim firmalarının disipliniyle başladık. Bizim Almanya ile işbirliğimizin başarılı olmasının temeli buradan geliyor. Almanya Tarım Bakanı Cem Özdemir, pandemi sonrasında Almanya ve Avrupa Birliği organik üretimi yüzde 30 artırma kararı aldığını net bir biçimde dünya kamuoyuna iletti. Bu karar ülkenin dinamiklerinin kökten değişmesidir. Bizim de önceliğimiz topraklarımızı koruyarak, sağlıklı besin üretiminde sürdürülebilirliği sağlamak olacak.” dedi.
Avrupa’nın ve dünyanın sağlıklı eser tedarikçisi olmaktan gurur duyuyoruz
Başkan Işık, “Organik tarım; sürdürülebilirliğin tarladan rafa kadar izlenebilirliğin ve besin güvenliğinin sağlandığı tarım biçimidir. Ülkemizde bütün paydaşlarımızla çok değerli çalışmalar yürütüyoruz. Avrupa’nın ve dünyanın sağlıklı eser tedarikçisi olmaktan gurur duyuyoruz. Bunu memleketler arası sertifikalarla devam ettireceğiz. Sürdürülebilirlikte koordinatör birliğiz. Organik tarımın başlangıcı Ege Bölgesi ve İzmir’dir. Ege Bölgesi organiğin merkezidir. Türkiye’nin kapsamlı bir organik altyapısı var. Çiftçilere eğitimler veriyoruz. Kooperatifçilik için denetleme sistemleri oluşturulmalı. AB’de bağımsız yüzlerce danışmanlık firmaları var. Bizde bunu firmalar üstlenmiş durumda. Bunun organize edilmesi gerek. Kuru meyveler Dünya Sıhhat Örgütü tarafından sağlıklı eserler kategorisine alındı. EİB olarak biz Türkiye’de tarımın dinamiğiyiz, merkeziyiz. Organik tarım bizim için büyük bir adanmışlık, 35 yıllık geçmişimiz var.” diye konuştu.
Yeni sistemde Organik Tarım Bilgi Sistemi üzerinden denetim raporları girildikten sonra dijital sertifikalar basılacak
Türkiye Tarım ve Orman Bakanlığı, Ekolojik Tarım Dairesi Lideri Dr. Başak Egesel, “Türkiye’nin yurtdışında birinci ticaret odası Almanya’da kurulmuş. Almanya ile bağlarımız çok kuvvetli. Organik eserler her geçen yıl daha önemseniyor. Ticaretimizde Almanya birinci sırada yer alıyor. Son periyotta dünyada besin, iklim krizi, su, güç hususları çok değerli hale geldi. Türkiye’de üretim planlaması yapıyoruz. Profesyonel biçimde tarımı yönetiyoruz. Organik tarım bizim için öncelikli. Avrupa Yeşil Mutabakatı sürecinde ülkemizin önemli önlemleri var. Tarım ve Orman Bakanlığımızın gayesi; planlı üretim, üretimin sürdürülebilirliği, verimlilikle birlikte kalitenin artırılması, öbür ülkelerin isteklerini göz önünde bulundurarak ülkemizdeki besin arz güvenliğini sağlamak, boş tarım yerlerinin kıymetlendirilmesi, atık idaresi. Yeni bir destekleme modeli geliştirdik. Kalkınma planları ve stratejik planlarımızın hepsi Avrupa Yeşil Mutabakatı süreci dikkate alınarak gerçekleştiriliyor. Organik tarımı kanun çerçevesinde yürütüyoruz. Bakanlığımızın uhdesinde, kontroller yapıyoruz. Yetkiyi verirken akreditasyon kaidesi var. Yüzde yüz denetim zaruriliği var. Yeni sistemde Organik Tarım Bilgi Sistemi üzerinden denetim raporları girildikten sonra dijital sertifikalar basılacak ve tarım cebimde app uygulamasına sertifikalar gelecek. Karekodlarla eserler yurtdışında nerede satılabiliyorsa görülecek ve izlenebilirlik tesis edilecek. Organik tarım üreticilerine hibe dayanağı sağlıyoruz. Almanya ile ticaretimizde ihracatta kelam sahibi olduğumuz eserler; kurutulmuş meyveler, fındık, üzüm, incir öne çıkıyor, öteki öne çıkan eserler ise meyve suyu, buğday, soya hariç yağlı tohumlar.” dedi.
Gümrük Birliğinin güncellenmesi gerekiyor
Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası (TD-IHK) Genel Sekreteri Okan Özoğlu, “Almanya ve Türkiye’nin ticaretini artırması için Gümrük Birliğinin güncellenmesi gerekiyor. Lojistikteki sıkıntılar aşılmalı. Bilhassa gümrüklerde bekleme mühletleri eserlerin raf ömrünü etkiliyor. Kimyasal kalıntılara dikkat edilmesi gereken en kıymetli mevzulardan biri. Alanda denetim denetimli tarıma yönelinmesi için kooperatifleşme çok değerli. İtalya’daki toptancılar kooperatifleşerek, tarladan başlayan soğuk zincirde denetimli olarak dünyaya eserlerini satıyorlar. Türkiye olarak kooperatifleşmede daha güçlü bir altyapı oluşturmalıyız.” diye konuştu.
Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası AHK İzmir Temsilcisi Deniz Eriten, Türkiye Almanya ortasında karşılıklı ticaretin artırılması için networking çalışmaları yaptıklarını, bölümlerin öncülerini bir ortaya getirdiklerini söyledi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
