Çoğu kız çocuğunun oynadığı Barbie bebeklerin, çocukların vücut imajlarında önemli bozulmaya neden olduğuna dikkat çeken uzmanlar, Barbie özelliklerinin bilhassa kız çocukları tarafından fazlaca benimsendiğini belirtiyor. Barbie Bebek Sendromu’nun yeme bozuklukları ve depresyon üzere çeşitli sıhhat meseleleriyle görülebileceğini lisana getiren Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, günümüzde yetişkinler ortasında da bu sendromun karşımıza çıktığının altını çiziyor. Kız çocuklarının zayıf bayanların daha başarılı olacağını ve daha çok sevileceğini düşündüklerini söyleyen Demir, Barbie görünümünün gerçekçi olmadığını fark etmenin kıymetli olduğuna vurgu yapıyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Feneryolu Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, son devirde sinema sinemasıyla yine gündeme gelen Barbie Bebek Sendromu hakkında açıklamalarda bulundu.
Barbie, kız çocuklarının vücut imajını etkiledi
Çocukluk devrinde birçok çocuğun istisnasız oyuncağı olan Barbie’den ismini alan ‘Barbie Bebek Sendromu’nun son günlerde yine gündemimizde olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Barbie’nin üretici firması 1959 yılında bu oyuncak bebeği piyasaya sürdüğünde, ‘beden imajı’ şimdi gündemde olmayan bir kavramdı. Bilhassa Amerika’nın büyüyen ekonomik devrinde çocukların hayatına giren Barbie, bayanların dış görünüşlerine dair toplumsal bir norm bildirisi veriyordu. Zayıf, ince belirli, uzun, beyaz derili ve renkli gözlü olmak ve daima topuklu ayakkabı giymek bilhassa kız çocukları tarafından fazlaca benimsenmeye başladı.” dedi.
Barbie, çocuklarda fizikî ve ruhsal sıkıntılara neden oluyor
Günümüzde yapılan çalışmalarda bu bebeklerle oynamaya maruz kalan çocukların vücut imajlarında önemli seviyede bozulmanın gerçekleştiğine vurgu yapan Demir, “Klinik ortama yansıyan kısmıyla yeme bozuklukları, vücut algısı bozukluğu, depresyon, anksiyete bozukluklarına neden olabileceği üzere gündelik hayatta, mutsuzluk, içe kapanma, düşük özgüven, çeşitli sıhhat problemleri üzere pek çok halde kendini gösteriyor. Zira Barbie’nin beden ölçüleri gerçeğe uygun olmayan biçimde tasarlanmış. ‘Mükemmellik’ arayışı genç kızların ortasında bebekken oynadıkları Barbie üzere olma dileği ile yaygınlaşmaya başladı. Beraberinde üretici firma Barbie’nin pek çok farklı meslekten ve vücut imajından oluşan versiyonunu üretti. En son ‘Down Sendromlu Barbie’nin piyasaya girmesiyle bu alanda geniş bir repertuar sunmakta diyebiliriz.” halinde konuştu.
Sosyal medya tesiriyle yetişkinler ortasında da devam eden bir durum
Barbie Bebek Sendromu’nun bayanlar ortasında ince bel, uzun bacaklar üzere tipik harika beden ölçüleri ve hoşluk anlayışı ile kendi vücutlarıyla çok meşgul olma eğilimini söz etiğine dikkat çeken Demir, “Bu sendrom, günümüzde hala mevcut. Bu durum toplumsal medya ile de yaygınlaşıyor. Bilhassa bayanların kusursuz görünme eforu ile sayısız estetik operasyon geçirmesi, fazlaca kozmetik tüketim içinde olması, hoşlukları ile farklı bir alanda ilerleyemeyecek seviyede ilgilenmeleri hepimizin gözünün önünde olan, dikkat alımlı bir durum. Evvelce sıklıkla ergenler ortasında görülürken günümüzde yetişkinler ortasında da karşımıza çıktığını görüyoruz.” sözlerini kullandı.
Çocuklar, zayıf bayanların daha başarılı olacağını ve daha çok sevileceğini düşünüyor
Barbie Bebek Sendromu’nun yalnızca vücut algısını değiştirmekle kalmadığını belirten Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Yapılan araştırmalarda 5-8 yaş ortasındaki kız çocuklarının yüzde 80’i, zayıf bayanların daha başarılı olacağını ve toplum tarafından daha çok sevileceğini düşündüklerini lisana getiriyor.” dedi.
Barbie görünümünün gerçekçi olmadığını fark etmek önemli
“Son devirde sinema ile gündeme gelmesiyle birlikte de aslında bu dünyanın yapaylığına vurgu yapılıp, gerçek insan olarak dünyada yaşamaya dair bir pencere de açılmış üzere.” yorumunu yapan Demir, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Her ne kadar Barbie Bebek Sendromu içinde olan kişi bu durumun farkında olmasa da kusursuz görünüm, eksiksiz beden ölçülerinin gerçekçi olmadığını fark etmek ruhsal sıhhatimiz açısından değerli. Gerçekçi olmayan pembe bir dünyada olmayı arzulamak yerine, gerçek dünyada gerçek bağlantılar kurmak, benlik bedelimizi oluşturmak, hayatı sorgulamak, varoluşu keşfetmek ve Barbie figürünü kendimize nazaran özgün bir halde oluşturmak çok daha sağlıklı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
